24 Haziran 2009 Çarşamba

Tehlike çanları her yerdeler


Özgür kızları çok seviyorum. ama ben bir türlü özgür olamadım. Hep kendimi sürekli sıkmak zorundayım. Aman otur öyle yapma aman böyle yapma, ayıp olmaz mı sonra diye hep kendi kendimin polisi oldum. Polis ağır bir kelime ama. hakikaten de kendi kendimi çekip çevirmeyip aklıma gelen hislerimin esiri olmam da bana yakışmaz ki.

Bir sürü insanın yoldan çıktığını adının çıktığını duyuyoruz sonra. Ailemi utandırmayı asla istemem. Çünkü ne yapsanız sonunda duyuluyor. Bir komşu görüyor sonra bir başkası görüyor o ona bu buna söyleye söyleye adınız çıkıyor sonra ailenizin yüzüne bile bakamazsınız.

Erkekler bazen çok tehlikeli azcık müsait davranıyor olsanız kısa sürede sizi namlı hale getirirler. Sizle gizli saklı yaşadıklarını arkadaşlarına bile anlatıyorlarmış sonra. Düşünsenize zayıf bir anında sevgilinizin isteklerine yenik düştünüz sonra gidip arkadaşlarına anlatveriyor. Sonra arkadaşları ile tanıştığınızda yüzünüze yılışık yılışık bakıp sizi süzüp kimbilir ne biçim yakası açılmadık hayallerinin kurbanı ediyor.

Kız arkadaşımla bir kez yakınlaşacak gibi oldum ne yalan söyliyeyim. O da günah gibi bir şey. cesaret edemedim. Mahalleden yıllarca çocukluk arkadaşı olduğumuz arkadaşımla samimiyiz aslında. O da bana ilgi duyarmış gibi geliyor bazen. Bir kere ağda yapmak için buluşmuştuk. Bir an eli göğsüme değdi gibi oldu kalbim sıkıştı sandım. beni öpmek istedi diye aklımdan geçmedi değil. Ama yok günah şeyler bunlar.

Bu gibi zayıf anlara hayatımızda yer vermemeliyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder