18 Temmuz 2009 Cumartesi

Blog dünyasındaki garabetler

Şu blog dünyası ile bir ucundan tanıuşma fırsatı buldum. Malesef. Malesef diyorum çünkü bir sürü, yozlaşma sonucunda ağır derecede uyuzlaşmış tipler de var, bu kokuşmuş dünyada hala iyi kalabilmiş bir çok insan da blog dünyasından yaşamını sürdürüyor. Üç yıl yurt dışında yaşamış manga delisi adının tam tersi biçimde yapmacıklı zırıldak bir tip bana kıl oluyormuş. Esas sen kendine bak, sen kendi kendine kıl ol. Bir de bunu yardakçısı sümsük bir tip var gelmiş aferin çekmiş bana bel altından vuran dandik insan müsveddesine. Edeplenin de gelin. İnsan gibi soru sorduk insan gibi cevap verin. Kimsiniz ki siz?

Sizi hayat yargılayacak ben değil. Ben sadece işaret ediyorum. Günü gelince aramızdaki ceza melekleri versin cezanızı.



15 Temmuz 2009 Çarşamba

Perişanım Şimdi




Benim için hiçbişey özgüveni yüksek ve sigara içen bir kadındaki asalet yüklü dudakların yerini tutamayacak asla ve asla. Düşünsenize adeta şehvet ile aralık bırakılmış dudakların arasından üfff diye üflenmiş bir duman bulutu kadar bir erkeği memnun edebilecek ve aynı anda tahrik edebilecek başka bir obje var mı sanki?

Sİgara içmeyenler bir taraflarına gitsinler mısır çarşısından kına alsınlar da yaksınlar inşallah diyorum.

Beni tek zevkimden yani sigara içmekten ne hakla mahrum bırakmaya çalıştıklarını bir türlü manalandıramıyorum. Seksapelimden çok şey eksileceğinin bilincindeyim. Sigara içmeyi şimdiden çok özledim.

24 Haziran 2009 Çarşamba

Hayallerimi süsleyen zerafet


Bir gün böyle güzel bir beyaz tuvaleti giyiyor olacağım ama yanımdaki asla ve asla sen olmayacaksın. Bu resme ilk ve son kez iyice bak ve anla. beni kaybettin. hayatından beni çıkadın ama ben de seni artık istemiyorum.

Böyle zarif bir elbiseye bakınca insan ne kadar mükemmel ve muhteşem hayaller kurmaya başlıyor.

Gelinlik olarak çok sevdim ama duvağının olmaması bir handikap. Ama o kadar zarif ki insan bakmaya kıyamıyor bakmaya doyamıyor. Şimdi birazcık saçmaladım. Bakmaya kıyamıkyorsa neden bakıyor olsun ki? değil mi ya?

Sabah kalktığımda annem eve temizliğe gelen kadınla benim dedikodumu yapıyordu. Vay öğlenlere kadar yatıyormuşum da ev işi bilmiyormuşum da. tamam hanfendi tamam. Sen beni el bebek gül bebek büyüt şimdi de benden iş bekle, temizlikçi değilim ben diyememedim tabi ondan sonra günlerce somurtsun. Hiç niyetim yok günümü evdeki ağız dalaşlarıyla tüketmeye. Bir gün hayallerim gerçekten gerçek olacak ve bu evden alıp başımı gideceğim bunu biliyorum işte o kadar. Ya kızlarınızı niye temizliğe gelen pasaklı kadınlarla çekiştiriyorsunuz anlamadım gitti ya? Hoppala...

Tehlike çanları her yerdeler


Özgür kızları çok seviyorum. ama ben bir türlü özgür olamadım. Hep kendimi sürekli sıkmak zorundayım. Aman otur öyle yapma aman böyle yapma, ayıp olmaz mı sonra diye hep kendi kendimin polisi oldum. Polis ağır bir kelime ama. hakikaten de kendi kendimi çekip çevirmeyip aklıma gelen hislerimin esiri olmam da bana yakışmaz ki.

Bir sürü insanın yoldan çıktığını adının çıktığını duyuyoruz sonra. Ailemi utandırmayı asla istemem. Çünkü ne yapsanız sonunda duyuluyor. Bir komşu görüyor sonra bir başkası görüyor o ona bu buna söyleye söyleye adınız çıkıyor sonra ailenizin yüzüne bile bakamazsınız.

Erkekler bazen çok tehlikeli azcık müsait davranıyor olsanız kısa sürede sizi namlı hale getirirler. Sizle gizli saklı yaşadıklarını arkadaşlarına bile anlatıyorlarmış sonra. Düşünsenize zayıf bir anında sevgilinizin isteklerine yenik düştünüz sonra gidip arkadaşlarına anlatveriyor. Sonra arkadaşları ile tanıştığınızda yüzünüze yılışık yılışık bakıp sizi süzüp kimbilir ne biçim yakası açılmadık hayallerinin kurbanı ediyor.

Kız arkadaşımla bir kez yakınlaşacak gibi oldum ne yalan söyliyeyim. O da günah gibi bir şey. cesaret edemedim. Mahalleden yıllarca çocukluk arkadaşı olduğumuz arkadaşımla samimiyiz aslında. O da bana ilgi duyarmış gibi geliyor bazen. Bir kere ağda yapmak için buluşmuştuk. Bir an eli göğsüme değdi gibi oldu kalbim sıkıştı sandım. beni öpmek istedi diye aklımdan geçmedi değil. Ama yok günah şeyler bunlar.

Bu gibi zayıf anlara hayatımızda yer vermemeliyiz.

3 Haziran 2009 Çarşamba

Baskın Basanındır.....

Hep duyarız; falanca aldatılmış, filanca aldatılmış ama hiç düşünmeyiz bir gün aldatılırsam nerden alayacağım diye. Erkek olsun kadın olsun aldattığını anlama için fiiliyat anında baskın yapmaya hiç mi hiç gerek yok. Size maddde madde sayacağım önerilerimi dinlerseniz sevgiliniz, sözlünüz, eşiniz sizi aldatıyorsa şıp diye yakalayabilirsiniz.

Aldatan kimse aşağıdaki biçimde değişmeler gösterir, bunlardan birini bile gözzliyprsanız vakit kaybetmeyip yakın izlemeye alın derim.

1 - Sizinle giderek daha az zaman geçiriyor, iş yerinde geçirdiği zamanlar uzuyorsa.
2 - Elinizi tutmuyori size sarılmıyor, sizinle giderek daha seyrek beraber oluyorsa,
3 - Dış görünümüne eskisinden daha fazla özen gösteriyor, ayna karşısında çok zaman harcıyor, desenli, cicili bicili kıyafetleri artıryosa,
4 - Arabası varsa sürücünün yanındaki koltuğun ayarları değiştiyse, ya da arabaya binince daha önce duymadığınız radyo kanallarının hafızaya kaydedildiğini farkediyorsanız, hatta en önemlisi koltukta şüpheli saç telleri buluyorsanız,
5 - Önceden doğal karşıladığı şeylere tepki veriyorsa, sizin ufacık hallerinize sinir olmaya başladıysa,
6 - Üzerinde farklı kokular hissediyorsanız, giysileri alkol, sigara kokuyorsa,
7 - Genel karakterinde değişiklikler olmaya başlayıp sorduğunuz her soruda savunmaya geçiyorsa, hatta sizi güvensiz olmakla, o yüzden onu sorguladığınız ile itham ediyorsa,
8 - Aldatan birinin telefonu kapanmaya başlar, çünkü olur olmadık zamanda arayan sevgilisinin yakalanmasına sebep olacağını düşünür. Yine de gecenin tuhaf zamanlarında telefonu çalıyor ve cevap verirken odadan çıkıp fısır fısır konuşuyorsa, tuhaf zamanlarda SMS ler alıp yüzünün ifadesi değişiyorsa,
9 - PC kullanma alışkanlıkları değiştiyse, PC başında uzun zamanlar geçiriyor geceleri odanın kapısını kapatıp PCnin başına çörekleniyorsa, siz yanına gidince şüpheli, gresif davranıyorsa,
10 - Çok para harcamaya başlayıp, borçları ile başedemez hale geldiyse,

Bunlardan birini bile yapan kişiyi dikkatle izleyin sonra çok üzülürsünüz. Başkasından duyup öğrenip yıkılacağınıza takip edin, yakalayın, haddini bildirin ya da terkedin. Unutmaayın baskın basanındır.



27 Mayıs 2009 Çarşamba

Aşık mı oluyorum yoksa??? eyvah!!!!!

Düne kadar birisini yeniden sevebileceğimi birisi bana söyleseydi oracıkta benzetir paylardım kendisini. Aşktan dilim yanmıştı çünkü bir kere daha.

Ama şimdi öylemi bir internet sitesinde kadın adamı öyle bir anlatmış ki görmeden aşık olmak üzereyim. Kanım kaynadı resmen. Gerçi görmeden aşık oldum diyemem o zaman görücü usulü gibi bir şey olma riskini taşır. Bu devirde görücü usulünle ilişki yaşamak istemiyorum, bir alay çekincelerim var. Ben bunun resimlerini gördüm de sevdim. Çok yağız, yumurta gibi çocuk. Sevgilisi olucak kadın da sıçırtmanın teki. O adama asla layık diyil.

Şimdi hemen marmarislere kadar gidip onu kendime aşık etmem lazım. Gerekirse büyü yaptırır kendime bağlarım. Çocuk cidden duyarlı ve sanatçı ruhlu bir erkeğe benziyor. onu elde edeceğim. Şimdilik sevgilisi olan karıya zerre kadar şans vermiyorum. Şans dile bana sevgili blok.

26 Mayıs 2009 Salı

Hatıralara Sığınıyorum

Hatıralara sığnıyorum, yatıp yüzüstü uzanıyorum, bazen ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Ama sen kazanıyorsun sevgilim, hep ben ağlıyorum. Beni ağlatanlara önem vermiyorum biliyorsun. Ama ne yapsamda etsemde seni unuturtamıyorum kendime. Hatıralara sığınıyorum dizüstü dineliyorum seni unutamadığım anlar oluyor. Gülüp geçiyorum. Vudu bebeğini yaptırmaya karar verdim. Eski iç çamaşırlarından giydirip çengelli iynelerlen oyucam her yanını. Sende benim kadar büyük acılar içinde kıvran inşallah bence.